ADIMDAN GAYRISINI BİLMİYORUM...

Pazar, Temmuz 23, 2006

kural

Çocuk siyah gözleri buğulu karacalar gibi dizlerinin üstüne çöktü…
- Tamam, yeni kural koyalım oyuna, gitmeyin… Daha kolaylaştıralım oyunu…
Hiçbir arkadaşı yüzüne bakmadan arkaları dönük ağır ağır uzaklaşıyorlardı, onlar uzaklaştıkça sesi daha bir yükseliyor, titriyordu…
- Gitmeyin ne olur, yeni kurallar… Yeni… Yeni… Gelin…
Hıçkırıkları yankılanmaya başlamıştı sokakta, bütün arkadaşları terk edip giderken oyun alanı sayılan sokağı. Yeni kabuk bağlayan dizlerinin üstüne çöktü, yeniden emeklemek ister gibi ellerini yere koydu… Gri bulutlar kışı gösteren pusulaların icadını müjdeliyordu… Ferit diye bağırıncaya kadar annesi sürdürdü salya sümük bulutları karşılama arkadaşlarını uğurlama törenini… Yerden kalktığında havanın karardığını düşündü. Ama nasıl, saat kaç?
Babasının karne hediyesi saatine yöneldi gözleri, kolunu kaldırıyordu… Hayır, karanlık… Saatimi göremeyeceğim kadar karanlık nasıl olur.
- Anneeeeee, saatim nerede… Neredesin…
- Feriiiitttt…
Olduğu yerde korku içinde bağırıyordu, annesine…
- Saatim nerede anne sen nerdesin kurtar beni…

2 Comments:

Blogger Uzun Uzak Adam said...

Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

6:55 ÖÖ

 
Blogger Uzun Uzak Adam said...

Karanlıklara gömülmüş,
Yıllarca sömürülmüş,
Asla geriye dönememiş ve
Tüm direnmelerine rağmen hayat nehrinde sürüklenmiş...
Gün gelip çattığında kör gözleri yeni bir hayata açılmış.
Öldüğüne mi üzülse, gördüğüne mi?
(G)[K]ör

6:56 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Home